Kayıtlar

Şehir Rehberi#27 Ankara'nın eski tadını vermemesi

Resim
Bir kış akşamüzeri Kızılay Alışveriş Merkezi'nin Ankara'ya çok güzel bir yerinden bakan bu terasında çekilmiş çay bardaklı bir fotoğraf. Bir fotoğraf ama ardında 10 yılı aşkın geçen bir sürenin özeti. O şehirden ayrılacak olmanın üzüntüsü. Araba satılmış, işten istifa edilmiş, evdeki eşyalar dağıtılıyor. Veda yemeklerine katılıyoruz, yeni bir şehre ve yeni bir maceraya atılmanın planları yapılıyor. Bu fotoğrafı çektikten 1 sene kadar sonra tekrar gittim Ankarama. Çok acı bir hisle anladım ki evin, işin ve hayatının kurulu düzeni artık orada olmayınca Ankara o eski tadı artık vermiyor, ikinci günde yavan geliyor. Şu sokağında gezip şu köşesinde üşümüştüm diye kendini avutmaya çalışıyorsun olmuyor. Sonra ancak Behzat Ç. bölümlerinde gördükçe boğazına birşeyler oturuyor, onu da aşıyorsun ertesi gün çöl sıcağını iliklerine kadar hissedince.

Öğrenci evine duyulan özlem

Resim
Sabah her ne kadar içeriden gözükmese de Burj Khalifa manzarasına nazır Simit Sarayı'nda otururken öğrenci evine olan özlemimi anlatırken bunu buraya yazmak hiç aklımda yoktu. Tabii Burj Khalifa deyince en son 2011 ve 2014 yıllarında giriş yapıp yazdığım kişisel tarihim Dubai'ye gelişimi kaydetmedi. Neyse ne şu an öğrenci evine duyulan özlem ve geçmişi yad etmeye geldim buraya. Dubai ve Emirates muhasebesini bilahare yaparım. Al Jazeera Türk'ün Kırım Tatarları ile ilgili olan Geri Dönüş belgeselini durdurdum, çayı demledim. Türkiye Dubai'den daha sıcak ve ben hararetimi alıp beni o günlere biraz olsun döndürsün diye çay demleyip biraz eski fotoğraf aradım ama bulamadım. Güya Gürkan gönderecekti. Öğrenci evi denince akla bekar evi de gelebilir. Zaten bu özlemi depreştiren de yayından kalkalı çok olan ama benim şu sıra izlediğim Behzat Ç dizisi oldu. Hayalet ve Akbaba'nın kalıcı; amirim, Harun ve Cevdet'in arada uğradığı o efsane ev. Alkol ve çayın eksik olma

Şampiyonluk Sinan'a Ediz'lere...

Resim
Bodrum'u hiç görmedim ama şarkıyı mırıldanıyorum şimdi. Nereden başlasam, nasıl anlatsam. İki kişiyim şimdi! Artık Sezen Aksu'yu her duyduğum ve gördüğümde kanalı değiştiriyorum. Buradan başlayabilirim. Sokaktaki Ali, Sezen Aksu için değilse bizim için her daim Ali İsmail Korkmaz olarak kalacaktır. Ve bunu bir kamuyou açıklaması ile "O İsmail, Ali İsmail değildi" diye pek matahmış gibi duyuran Sezen Aksu bizim hayatımızdan, gençliğimizden, gözyaşlarımızdan ve her türlü duygumuzdan gitmiştir. Yaşandı bitti saygısızca! Tam 3 sene önce Aydın Karacasu'da bir pazartesi öğleden sonra hem de şafak doğan güneş derken bir internet kafede yazmışım son kez. Çok ama çok şey değişmiş ama beni en çok yazmaya iten yine Eskişehirspor olmuş. Kimliğimizde, ilk gençliğimizde taşıdığımız; hikayelerini okuyarak büyüdüğümüz Eskişehirspor çarşamba günü Türkiye Kupası finaline çıkıyor. Besteler mi yazılmadı başlıktaki gibi, formalar mı çıkmadı 2008 İnönü'deki finalden hatıra.

Batan Güneş

Resim
Memleketin ücra bir Jandarma karakolunda yaptığım askerliğim bitiyor. Batarken güneş ardında tepelerin, Veda zamanı geldi 337. kısa dönemlerin! Bekle beni önce İzmir, sonra Ankaram ve elbet sevdiceğim!

Şehir Rehberi#26 Sivas'ın, Konya'nın Yolları

Resim
Sivas Garındaki anonsların öncesinde ve fonunda Sivas'ın Yollarına türküsü çalar. Gündüz maçtan çıkmışız. Isıcaklık gündüz maçın oynandığı saatlerde -5C'yi ancak görebilmiş. Alınan haksız mağlubiyetin acısı ve gece çekilen yolun yorgunluğu var. Abimi Kayseri'de bırakıp yola devam edeceğiz. Malatya'dan yorgun gelen şimdi o da nostalji 4Eylül Mavi Treni'ni bekliyoruz. Birden bir anons geliyor trenin gara yaklaştığına dair. Lakin fonda çalan Sivas'ın Yollarına türküsü o bütün üşümeyi, yorgunluğu, Sivas'a dair kötü düşünceleri alıp götürüyor. İşte bugün fikstür çekilince Konya'nın, Sivas'ın, Bursa'nın yolları gelmiştir gerçek futbol düşkünlerinin aklına, hayaline. Manisa'da karşıda Spil Dağı'nın manzarası tribünleri nasıl inlettiği, Konya'ya nasıl Bankasya bileti kestiği, Kayseriliyi o muhteşem stadyumda nasıl önce güldürüp sonra 2-1 yapınca susturduğu. İşte bu yüzden fikstür çekimi öyle alelade bir olay değildir. Futbol Dilencisinin tak

Şehir Rehberi#25 Karanfil Sokak

Resim
Kadiy Amca'yı kaybedişimizin üzerine yazmışım en son iki ay önce. Demek ki iki ay içerisinde kişisel tarihime not düşecek önemde hiçbirşey olmamış. Yağız Ege büyümüş, evi taşımışım, sıcak Ankara yazında Esenboğa'ya hapsolmuş bir biçimde geçiriyordum günlerimi. Hiçbir şey yazamayacak kadar boş geçen günlerdi. Ta ki O'nu iki senenin ardından yıkık dökük Karanfil Sokak'ta görene kadar. Nasıl olmuş da 24 maddeye kadar Karanfil Sokak'tan bahsetmemişim hayret zaten. O'nunla hem de herşeyi anlatır gibi yıkık dökük bir Karanfil Sokak'ta sıcak bir Temmuz gününün akşamüstünde görüşmek en son isteyeceğim şeydi. Karanfil Sokak özeti çok güzel geçti. Yıkık ve viran.

Şehir Rehberi#24 Patikçi Kadiy Amca

Resim
Daha önce burada da ismini andığım andığım ve Eskişehirspor'un kuruluş aşamasında da yer almış ve birkaç deplasmana aynı otobüste gittiğim Patikçi Kadiy Amca geçen hafta vefat etti. Bundan gayrı Eskişehirspor bütün deplasman maçlarına eksik çıkacaktır. Takım elbisesi ve yakasında rozetiyle memleketin rakip değil misafir takım tribünlerini renklendiren Patikçi Kadiy Amca'nın mirası bizlere kalmıştır. O mirasa ne kadar güzel sahip çıkıldığı aşağıdaki pankartta gizlidir. Gerçekten de en güzel deplasmanı yaptın Kadiy Amca, nur içinde yat.