Öğrenci evine duyulan özlem
Sabah her ne kadar içeriden gözükmese de Burj Khalifa manzarasına nazır Simit Sarayı'nda otururken öğrenci evine olan özlemimi anlatırken bunu buraya yazmak hiç aklımda yoktu. Tabii Burj Khalifa deyince en son 2011 ve 2014 yıllarında giriş yapıp yazdığım kişisel tarihim Dubai'ye gelişimi kaydetmedi. Neyse ne şu an öğrenci evine duyulan özlem ve geçmişi yad etmeye geldim buraya. Dubai ve Emirates muhasebesini bilahare yaparım. Al Jazeera Türk'ün Kırım Tatarları ile ilgili olan Geri Dönüş belgeselini durdurdum, çayı demledim. Türkiye Dubai'den daha sıcak ve ben hararetimi alıp beni o günlere biraz olsun döndürsün diye çay demleyip biraz eski fotoğraf aradım ama bulamadım. Güya Gürkan gönderecekti.
Öğrenci evi denince akla bekar evi de gelebilir. Zaten bu özlemi depreştiren de yayından kalkalı çok olan ama benim şu sıra izlediğim Behzat Ç dizisi oldu. Hayalet ve Akbaba'nın kalıcı; amirim, Harun ve Cevdet'in arada uğradığı o efsane ev. Alkol ve çayın eksik olmadığı, eşyaları tanıdık spotçudan alınmış, buzdolabına bırakılan kan dolu kavanozun bir hafta farkedilmediği ev. Bizim evlerin birisinde olsa herhalde bırak kavanozu ceset olsa farkedilmezdi. Dışkapı'da kaldığımız evlerden birisinin odasındaki doğalgaz sobası yanmadığı için yüklük olarak kullandığımız bir oda vardı mesela. Dediğim gibi kavanozu bırak ceset koysan soğuktan kokmaz, zaten odaya yazdan yaza girildiği için de kimse anlamaz. Öğrenci evi böyledir işte, hep o komik sitelerde gördüğümüz bira şişeleriyle isim yazılan, çayın her daim demlendiği, eğlencenin dibine vurulan, uzakta ve geçmişte kalınca çok özlenen ama o fakirliği iyi ki de yaşamışım dediğin o evler. Ankara'da toplamda 8 arkadaşla(Emrah, Ümit, Gürkan, Volkan, Tolga, Koç, Öküz ve Denizlili Ali- Volkan rahmetlik oldu Allah yerinde dinlendirsin. Ali'nin kalbini kırdım ama sonra ne yaptım hatırlamıyorum. Diğer herkes hayat gailesi içinde bir o yana bir bu yana savruldu.) sırasıyla Kurtuluş Caddesi, Mahmut Esat Bozkurt Caddesi, Mamak Caddesi, Dışkapı, Yeni Ziraat, Eski Ziraat olmak üzere herhalde 7 veya 8 ev değiştirmişimdir. Merdiven altı, ara kat, doğalgaz sobalı, kombili, az yakan çok götüren ama hele ki Dubai'de bir dizi izlerken görülünce insanın burnunun direğini sızlatan evler. Çay hiç eksik olmaz, gürültü ve sigara da. Bilfiil 5 sene kadar pasif içicilik yaptım bu evlerde. Doğalgaz her kış sorun olmuştur, bulaşık da. Önce bu öğrenci evlerinde sonra da askerde çok yıkayınca evlenince bir süre mutfakta bulaşıklara selam bile vermedim. Mazinin açtığı derin yaralar. Oynanan multiplayer oyunlar, izlenen maçlar, Football Manager maceraları, o çok rakı içilen ve Bilkentli kardeşlerimin gazdan zehirlendiği o yılbaşı. Balkonda bangır bangır söylenen Sarı Laleler, sabahlamalar, gecelemeler. Çay oldu, aşağıya o güzel şiirden birkaç dize bırakayım. Ankara özlemi ve memleket özlemi dinmez bir yara, gayrı düşmeyen anlayamaz.
öyle deme ankara'yı sevmeyene bir zulümdür..
bu kadar insanın
neden ankara'yı sevdiğini anlamadan ankara'da yaşamak..
01.07.2017 Şerce/B.A.E
Yorumlar