Kayıtlar

Şubat, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

kes-kopyala-yapıştır'ın ötesi#6 Ahmet Altan'dan Kader...

Resim
İki yerinden “kırılmış” bir uçak çamurların içinde duruyordu. Yağmur hâlâ yağıyordu. Gökyüzü griydi. O huzurlu sükûnet bitmiş, kader, hiç tanımadığım insanların sancılı acısını getirmişti. gözyaşlarıyla birlikte... Tamamı şurada

...it looks like we lost an aircraft

Resim
Yaklaşma için onay bekleyen bir pilotun duymak isteyeceği en son cümledir herhalde, it looks like we lost an aircraft. Kaybedilenlerin acısı elbette ki unutulmayacak. Hepsi nur içinde yatsın. Isparta, Diyarbakır, Van kazaları hala belleğimin bir köşesinde. Ama bunları bir kenara bırakırsak toplumun genelinin ve medyanın bu tür felaketlerle nasıl ilgilendiği daha da düşündürücü. Zaman'ın Lübnanlı Helal kızlar adlı programı yapan kızların sağ kurtulmalarını mı okumadık, yoksa NTV'de iniş için onay alan pilotların ses kaydının kokpitteki çığlık olarak sunulmasını mı? Daha önce yaşanan kazalardan ders çıkaran Hollandalıların kayıpların kimliklerini öncelikle kayıp yakınlarına bildirmesini bile anlayamayanların "10 saat geçti hala isimleri veremediler" eleştirenleri gördükçe şaşırıyor insan. Görünen o ki bisikletle bakanlar kurulu toplantısına giden bakanların yaşadığı ülkeden alınacak çok derslerimiz var.

Van münit!

Resim
Dikkat ederseniz ben Davos'u hiç kullanmıyorum. Konuşmuyorum. Çünkü bunun bir istismar vesilesi olmasını istemiyorum. Ancak millet her şeyi kavramış. Aksaray'da Kültür Merkezi'nin açılışını yaparken, yine toplu açılış, seçkin öğrencileri okul müdürü oraya getirmiş. Ben hediye vereceğim. Geldi bir kız 'One Minute' dedi, öptü." Yerseniz?

Mimoza

Resim
Hay ağzına sağlık Volkan Konak!

Sivas illerinde...

Resim
Ankara-Sivas arası demriyolu mesafesi: 602km Yollarda geçen toplam süre: 24saat Maç saatinde 4 Eylül Stadı'nda sıcaklık: -5C Rakip kale arkası tribün bileti: 5TL Babam ve abimle Eskişehir tribününde olmanın bedeli; paha biçilemez!

Sivas'a Doğru#2

Resim
Eskişehirspor için yollara düşmek için hareket saatinin de yaklaşmasıyla "Sivas'a Doğru" serimizi okuma listesiyle bitirelim. Yaptıklarımı gelince sakin kafayla yazarım. Fred Burnaby At Sırtında Anadolu Yaroslav Haşek Aslan Asker Şvayk Sait Faik Abasıyanık Semaver Barış Bıçakçı Baharda Yine Geliriz

Sivas'a Doğru#1

Resim
Resim şu linkten. Yolculuk yarın akşam. Maç günü hava sıcaklığı en yüksek -2C! Zaten deplasman dediğin de trenle daha önce hiç gitmediğin bir şehire giderek yapılır.

Boz-Yap

Resim
Sağdan soldan artan parçalarla inşa etmeye çalıştığım bir uçak var. İlk olarak elime geçen General Electric CF6-50C motorunu balkona koyamayacağım için bu şekilde sehpası üzerinde ve mavi branda geçirerek Esenboğa'da bekletiyorum. Elinize geçen diğer ikinci el uçak parçaları için benimle irtibata geçiniz. İlginiz için teşekkürler :)

Love is...

Resim
Şıpsevdi'de çıkıyordu böylesi şeyler galiba... O zaman haftaya pazar Sivas ellerinde sazım çalınır. Dönüşte de Kars'a mı uzasak peder beyle acep?

Dışkapı Postası#12

Resim
En son Dışkapı Notları'nı 11. baskısıyla Kasım ayında yazmışım. Serkan Yılmaz'ın Penguen'de zevkle takip ettiğim köşesi Dudullu Postası'ndan aparma yeni ismiyle bundan sonra Dışkapı Postası olarak daha sık olması temennimizle. *Tunceli'de suyu olmayan mezraya çamaşır makinesi dağıtılmış ya en sosyalinden bundan gayrı Aziz Nesin'e gönderme yapmak yasaklansın. Bitmiyor ki memlekette Aziz Nesin hikayesi türünden haber. *Yaklaşık 5 senedir Ankara'da yaşamama rağmen hiç boza içememiştim, ya da daha doğru deyişle boza içilecek yer nerededir bilmiyordum. Eskişehir'de Karakedi Bozacısı gibi bir mekanı her çarşıya çıkışımda ziyaret ettiğim için bozanın yeri müstesnadır. Dün Selanik Caddesi'ndeki Akman'ı biraz gecikmeli de olsa keşfettim. Bundan sonra Kızılay'daki uğrak yerimdir. *Boza'nın üzerinde leblebi? Tarçın iyiydi sanki :/ *23 yıl sonra tekrar sahnelenen Hüzzam için Akün'deydim dün akşam. İlk sahnelenmeye başladığında 12 sene boyunca ta

Baharda yine gelirim.

Resim
İki günlük İstanbul kaçamağının ardından dün geceden aklımda kalan aşağıdaki satırlardır. Doğup büyüdüğün, adını nüfus kağıdında taşıdığın, ilk gençlik yıllarını yaşadığın şehri; o tatlı hatıralarda kalmış eski şehri-Eskişehir'i- bir gece vakti trenle geçmek. Belki de eski aşkların, eski dostların, yakın uzak akrabaların, komşuların uyuyorken gecenin zifiri karanlığında; bir garip transit yolcu gibi, birilerinden kaçar gibi... Tıpkı eski bir platonik aşkınla gidebilmek umuduyla yola çıkıp İstanbul'a yalnız gittiğin konferansa giderken yaptığın gibi. Sonra iç geçirmek "ilk" okulunu görünce tren hafiften süzülürken Hatboyu'ndan gecenin karanlığına doğru. Çok değil iki saat sonra yine mavi önlüklü çocuklar dolduracak o bahçeyi bilmeden gece bir başkasının o bahçeye tren camının ardından hüzünle baktığını. Yine simit oynanıyor mudur acep ilkokul bahçelerinde? Şimdi arkasındaki boş sayfaya not aldığım kitabın birinci tekil şahsıma uyarlanmış haliyle bitireyim bu gereks

Ayraç#5

Resim
“Seni seviyorum Dinar. Sana zorunlu olarak “Hoşça kal” diyorum. Bu senden ayrıldığımı göstermez! Senden uzakta olsam bile hep içimde anılarımda yaşayacaksın…Mevsimlerin en güzelini sende yaşadım. Baharda çiçek aça aça gezdim bir uçtan bir uca sokaklarını… parklarında soluklandım. Suçıkan’da su perilerini seyrettim. Marsyas’ın flütünü dinledim. Kenti sulayarak Ege’ye doğru akıp giden Menderes’in berrak suyunun kenarlarında dolaştım. Yazın arpayla buğdayla yıkadım saçlarımı. Ağustos böceklerinin sesiyle uyuyakaldım balkonda. Sonbaharda serinliğini yağmurundan içtim dudaklarımla ve yaşadığım aşkları da… Kışın da güzeldin sen, karlı günlerde dalların üzerinden bir esintiyle uçuşan beyaz kar tozlarını dünyanın bütün renkleriyle sevdirdi bana…” Bu serinin her kitabının okunmaya değer olacağına dair bir kanı oluştu içimde. Hoşça Kal Dinar kitabının yazarı şair Nedret Gürcan'ın deyişiyle; 'Bir kentin yaşamındaki önemli olay ve kişileri yazıp, geleceğe bırakacak bir "kalem" yo

España!

Resim
Önce link http://www.youtube.com/watch?v=6YcjZ0aVzuQ Ankara 19 Mayıs tribünlerine İspanyol rüzgarını getiren ve bir stadyumu arenaya çeviren ne olabilir? BandoEsEs... Deplasman tribününe bandoyla gelmek her babayiğidin harcı değil. Şu yazıda Eskişehir başka illere benzemez demiştim, bugün görmüş ve tekrar göstermiş olduk ki Eskişehirspor taraftarı da başka takım taraftarlarına hiç benzemiyor. Sen tut haftaiçi Emniyetten izin al, cumartesi günü de deplasmana bandoyla gel! Olacak iş mi canım sen de? Maça gelince alınan 2-2'lik beraberlik tadımızı bozar gibi olsa da haftaya Eskişehir'de alınacak bir Gençlerbirliği galibiyeti bu garip EsEs kuluna Sivas yollarını gösterecektir. Nasıl diyordum iftar sonrası izlediğimiz Gençler maçından dilime pelesenk olan tezahüratın son kısmında; ... taraftar her zaman senle!

Kokpitte insan var!

Resim
Bu güzel İstanbul Boğazı fotoğrafı şu adresteki kaptan pilot Mustafa Sabri Türkay'ın Fotoritim adlı e-derginin Ağustos 2008 sayısındaki Gökyüzünden adlı yazısından alındı. Linke tıklayarak bu doyumsuz çalışmayı siz de okuyabilirsiniz. Bedava göz banyosu! Bu adreste de yazılarını takip etmeyi düşündüğüm ve siz naçizane okuyucularıma da tavsiye edeceğim bir güzel insan, Bahadır Altan var o metal kuşların kokpitinde. Her daim mekanik ve yolcuların da dikkatini çekmeyen anonsları nasıl da içten hale getirdiğini görünce binlerce metre yukarıdan bu güzel memleketin nasıl göründüğünü daha da bir merak eder oldum şimdi. Siz Bahadır Altan dostumuzun kokpitine misafir olun, ben biraz resim falan araştırayım... Güneşli bir günde Van’a uçuyorsanız, atlas rengi göle doğru alçalmaya başladığınızda sol ön tarafınızda, gölün kuzey kıyısında O’nu görürsünüz. Başına beyaz bir tülbent örtmüş ama uzun siyah saçları eteklerine kadar saçılan dünya güzeli bir kadındır Süphan. Hatta görüş mesafesi uyguns

302+EsEs > Boeing 737

Resim
Başlığın yazıyla alakası ve resmin önemi ilerleyen satırlarda ortaya çıkacaktır. Eskişehirsporlu blog yazarlarından degagement'in son yazısından esinlenerek lafı bir çocukluk anıma getirerek gece gece gelen yazma iştahıma voleyi çakayım! Haftasonu Ankara'da oynanacak olan Hacettepe maçı için otobüs kaldıran ÜniEsEs grubunun otobüsünde sigara ve içki yasağı olduğunu öğrenen Hüsnü abimiz Galatasaray deplasmanı maceralarını anlatmış ve lafı imamın Bilecik'e varmadan sarhoş olduğuna getirmiş. Deplasman otobüsü alkolsüz olmaz! Futbol Dilenciliği zor zanaattır. Yeri geldiğinde uzak deplasmana şehirden bir otobüs kalkar. Tribün tabiriyle "Çekirdekçi" tayfa olan daha yaşlı tayfa ile piyiz için fırsat arayan grup birleşip bir otobüse binip bir takımın peşinde yollara düşerler. 95-96 sezonu. Bir sezon öncesi Konya'daki yükselme maçları sonrası o zamanki adıyla Birinci ligdeyiz. Türksel falan hak getire! Karlı bir kış, günlerden pazar! Her daim rekabet içerisinde olduğu

Van minıt!

Resim
Engin Bayrı'nın Sakarya Gazetesi'ndeki köşesinde dile getirdiği üzere İçişleri Bakanı -ki resmini koymaya ve ismini anmaya tenezzül etmiyorum- olan zat-ı muhterem şöyle buyurmuşlar. "Vali Bey'e dedim ki, Eskişehir layık olduğu seviyeye hiç gelemedi. Caddelerden geçerken bunu görüyorsunuz. Küçücük şehirlerimiz öyle hizmet gördü, şehircilik, yeşil alanlar, caddeler, mahalleler gelişti ama Eskişehir adeta durduğu yerde duruyor. Belediyecilik açısından gelişemeyen Eskişehir, esas alt kademe belediyelerinin merkez ilçe olmasıyla büyükşehir oldu." Eskişehir'in olumlu yönde geçirmiş olduğu değişimi sindiremeyen ve bakan sıfatıyla yapmış olduğu resmi bir gezide yerel seçim için alelade propaganda yapan bu gibi şahısların göremeyeceği gelişimi Eskişehirli çok iyi görmüştü geçen seçimde. Bakan hazretlerinin kendisi de gayet iyi biliyor ki Eskişehir Konya veya Kayseri değildir, olamaz! İki üniversitesi ve öğrencileri, gelişmiş sanayisi, kültürel seviyesi, Eskişehirsporu

6patlar!

Resim
Es-Es:6- İ.B.B:1 Dededen kalma altıpatlar mübarek.