Duydum ki skorbordun içinde yaşayan amca bizi terketmeye meylediyormuş. O nostaljimizi de elimizden alıp elektronik skorbordu taktınız ya Cebeci İnönü'ye, TFF'ye kına yollamak farz oldu artık!!!
Ondan ziyade Hacettepe'nin Bankasya maçlarını Cebeci'de oynaması olabilir diye düşünüyorum. Federasyon Bankasya'nın marka değerine!! yakışmayan bu stad için böyle bir tadilat istemiş ve yardımda da bulunmuş galiba.
Evet federasyonun maddi yardımlarıyla koltuklarda takıldı stada.. Neylersin endüstriyel futbol bu yüzden kötü.. konumu itibariiyle çok ileriye gidemeyecek bi stad için skorbordunun o tarihi havasını bozmak yanlış bencede ama koltukların takılması iyi olmuş. Demirler ve oturak demeye şahit isteyen kornişten bozma yerler yüzünden oturulmuyordu.
Siz kornişlerden memnundunuz bizim o stadyumdaki finalden kalma hatıralarımız vardı. Arada gider yad ederdik. Şimdi köküne kibrit suyu dökmüşler. Ne desek boş bir yerde.
Sabah her ne kadar içeriden gözükmese de Burj Khalifa manzarasına nazır Simit Sarayı'nda otururken öğrenci evine olan özlemimi anlatırken bunu buraya yazmak hiç aklımda yoktu. Tabii Burj Khalifa deyince en son 2011 ve 2014 yıllarında giriş yapıp yazdığım kişisel tarihim Dubai'ye gelişimi kaydetmedi. Neyse ne şu an öğrenci evine duyulan özlem ve geçmişi yad etmeye geldim buraya. Dubai ve Emirates muhasebesini bilahare yaparım. Al Jazeera Türk'ün Kırım Tatarları ile ilgili olan Geri Dönüş belgeselini durdurdum, çayı demledim. Türkiye Dubai'den daha sıcak ve ben hararetimi alıp beni o günlere biraz olsun döndürsün diye çay demleyip biraz eski fotoğraf aradım ama bulamadım. Güya Gürkan gönderecekti. Öğrenci evi denince akla bekar evi de gelebilir. Zaten bu özlemi depreştiren de yayından kalkalı çok olan ama benim şu sıra izlediğim Behzat Ç dizisi oldu. Hayalet ve Akbaba'nın kalıcı; amirim, Harun ve Cevdet'in arada uğradığı o efsane ev. Alkol ve çayın eksik olma...
Bir kış akşamüzeri Kızılay Alışveriş Merkezi'nin Ankara'ya çok güzel bir yerinden bakan bu terasında çekilmiş çay bardaklı bir fotoğraf. Bir fotoğraf ama ardında 10 yılı aşkın geçen bir sürenin özeti. O şehirden ayrılacak olmanın üzüntüsü. Araba satılmış, işten istifa edilmiş, evdeki eşyalar dağıtılıyor. Veda yemeklerine katılıyoruz, yeni bir şehre ve yeni bir maceraya atılmanın planları yapılıyor. Bu fotoğrafı çektikten 1 sene kadar sonra tekrar gittim Ankarama. Çok acı bir hisle anladım ki evin, işin ve hayatının kurulu düzeni artık orada olmayınca Ankara o eski tadı artık vermiyor, ikinci günde yavan geliyor. Şu sokağında gezip şu köşesinde üşümüştüm diye kendini avutmaya çalışıyorsun olmuyor. Sonra ancak Behzat Ç. bölümlerinde gördükçe boğazına birşeyler oturuyor, onu da aşıyorsun ertesi gün çöl sıcağını iliklerine kadar hissedince.
Yorumlar