A Modest Proposal
Her yerden her şeyi apardığım gibi Jonathan Swift'in İrlanda'nın içinde bulunduğu ekonomik krizi bebeklerin etinden, sütünden faydalanmak! üzere İngiltere'ye satılmasıyla aşılması üzerine yazdığı A Modest Proposal'ı da apardım. Okunması gereken bir kara mizah örneği. Şimdi de memleketteki İzmir sevdası ve futbol üzerine alçakgönüllü bir öneride bulunacağım.
İzmir. Ege'nin incisi, her iki abimin de İzmir'de okuması nedeniyle benim de mazimde yeri olan ve her daim her birimizin kalbinde yeri olan İzmir. Şimdi bulmaya üşendim, son yerel seçimlerde hiçbir ilçesini ampile vermemiş şehir İzmir. Kordon'da bir sıcak yaz günü ne de çabuk geçmişti saatler 9 Ağustos Pazar günü Manisa deplasmanı öncesi. Seni böyle saatlere sığdırmak kolay mı?
Gördüğünüz üzere konu hemen futbola ve deplasman anılarına dönmeye başladı. Tarih bizi önce 9 Ağustos'a götürdü, şimdi de 15 Mayıs Cuma gününe götürsün. Bankasya Ligi Yükselme Maçları Altay, Boluspor, Karşıyaka ve Kasımpaşa arasında Ankara Yenikent'te oynanacaktı. O maçlar öncesinde kamuoyunda ciddi bir İzmir desteği oluşuyordu. Sonunda herkes bir İzmir takımının Süper Lig'e yükseleceğine dair bir umut kaplamıştı tüm yurt sathını. Ama kader ağlarını örmüştü ve Süper Lig'e giden yolda Karşıyaka Altay'ı yarı finalde yenmiş ve Kasımpaşa'nın rakibi olmuştu. 17 Mayıs Pazar günü biz Eskişehirspor'la Konya'da 1 avans 2'de biter taktiğiyle Konyaspor'u ait olduğu yer Bankasya'ya gönderirken Kasımpaşa Bankasya Ligi Yükselme Maçları finalinde Karşıyaka'yı yeniyor ve İzmir'in Turkcell Süper Lig'le kavuşma hasretini gidermesine engel oluyordu.
Zaten Süper Lig'de İzmir'de oynanan son maçta takvimler 31 Mayıs 2003 tarihini gösteriyordu, o sezon hem Altay hem Göztepe Süper Lig'den düşüyordu. Dile kolay tam 6 senedir bir İzmir takımı Süper Lig arenasında boy gösteremiyordu. Arada gelip geçen takımlardan birinin Trabzon ilçesi Akçaabat'ın Akçaabat Sebatspor olduğunu not düşelim. Tabi bu arada İzmir takımları boş durmuyordu. Arada Altay Ankara'da bizim de bizzat Altay tribününde şahit olduğumuz(yukarıdaki iki bilet her iki finale aittir. Altay-Kasımpaşa biletinde Ne maçtı ama ibaresini görebilirsiniz) diğer Yükselme Ligi maçlarında önce 24 Mayıs 2006'da Sakaryaspor'a 4-1,(o maçta Taner Demirbaş Sakaryaspor forması giyiyordu ve 30 metreden müthiş bir gol atarak Gençlik Parkı kale arkasındaki Sakarya tribününü sevince boğuyordu) sonraki seneki finalde Altay yine Süper Lig'e giden yolu uzatmayı seçmişti ve finalde bu sefer 30 Mayıs 2007'de karşısında Kasımpaşa'yı buluyordu. Her iki finalde(2007 ve 2009) de İzmir'in Süper Lig'e giden yolunun Başbakan RTE'nin semti olan Kasımpaşa tarafından kesilimesi ayrıca manidardır. O maç da futbol tarihimizdeki en çekişmeli Yükselme Maçları finalidir bence. Kasımpaşa önce 90+'da attığı golle durumu 2-2'ye getiriyor, Altay uzatmada 97. dakikada tekrar öne geçmesine rağmen 120+'da Kasımpaşa durumu 3-3'e getiriyor ve o moral çöküntü sonrasındaki penaltı atışlarında Kasımpaşa yine Süper Lige kalkan trenin son yolcusu olmayı başarıyordu.
İzmir'in Süper Lig hasretini kendi kişisel tarihimle harmanlayıp kısaca özetledikten sonra önerime geliyorum. Statüde değişiklik yapılarak her sene değişmeli olarak bir İzmir takımının küme düşme muafiyeti sağlanarak Süper Lig'de oynaması sağlanabilir. Böylece güzel memleketemizin üçüncü büyük kenti İzmir'in her daim Süper Lig'de temsil edilmesi sağlanabilir. Hazır Ankaraspor ligden düşürülmüşken ve Süperalles Ligimiz 17 takımlı aksak bir lige dönüşmüşken bu iddiamın yetkililer ve İzmirliler tarafından ciddiye alınması en büyük temennim. Memleket çapında böylesi bir İzmir ve Karşıyaka sevdası varken neden olmasın? Karşıyaka'dan sıkıldınız mı Altay oynasın. O da mı tutunamadı, şirin ilçesi Buca var. Bir dahaki sene de o oynar. Sonra Göztepe Bankasya Ligi'ne yükselirse o bile bu İzmir kontenjanından Süper Lig'e çıkartılabilir. Neden olmasın?
*Hem İzmir takımı lige çıkarsa neler olabilir hayal edebiliyor musunuz? Deplasmana gelen taraftar otobüsleri taşlanır oto sanayi esnafı kazanır. Tıpkı Eskişehir'den giden otobüslerin Mecidiyeköy'de taşlanıp İstanbul'da cam taktırması gibi.
*Deplasmana giden taraftar yolda bira almak için ilçelerde mola verir. Yolüstü tekel bayiiler ve petrol istasyonları kazanır.
*Havayolu şirketleri, otobüs şirketleri ve TCDD kazanır. Deplasman otobüsünün taşlanmasından mı korkuyorsunuz, atladınız mı uçağa, otobüse veya trene hop İzmir'desiniz. Arada kazanan havayolu şirketleri, otobüs şirketleri ve TCDD olur.
*Sonra İzmir esnafı kazanır. Yılda bir kere kupa finalini İzmirlinin ağzına bir parmak bal çalar gibi İzmir'de oynatarak İzmir esnafının yüzünü güldüremezsiniz. Her 15 günde bir Süper Lig maçı oynanırsa İzmir'de Alsancak esnafı, meyhanesi, lokantası kazanır.
*Üç İstanbul takımı sözde büyükler kazanır. Her sene kupa finalinde iki İstanbul takımı oynayacak diye bir kural yok. İzmir'de ciddi bir İstanbul takımı tutan potansiyel olduğunu düşünürsek, İzmir'e geldiklerinde ciddi bir resmi ürün satışı olur sözde üç büyükler kazanır.
Yani İzmir'e bir Süper Lig kontenjanı verilirse Türkiye kazanır. Süper Lig'de daha 8. hafta. Gelin bir İzmir takımın Süper Lig'e çıkartın, İzmir kazansın, Süper Lig kazansın, Türkiye kazansın.
Alın verin İzmir'e can verin!
Yorumlar