Bu blogdaki popüler yayınlar
Şehir Rehberi#27 Ankara'nın eski tadını vermemesi
Bir kış akşamüzeri Kızılay Alışveriş Merkezi'nin Ankara'ya çok güzel bir yerinden bakan bu terasında çekilmiş çay bardaklı bir fotoğraf. Bir fotoğraf ama ardında 10 yılı aşkın geçen bir sürenin özeti. O şehirden ayrılacak olmanın üzüntüsü. Araba satılmış, işten istifa edilmiş, evdeki eşyalar dağıtılıyor. Veda yemeklerine katılıyoruz, yeni bir şehre ve yeni bir maceraya atılmanın planları yapılıyor. Bu fotoğrafı çektikten 1 sene kadar sonra tekrar gittim Ankarama. Çok acı bir hisle anladım ki evin, işin ve hayatının kurulu düzeni artık orada olmayınca Ankara o eski tadı artık vermiyor, ikinci günde yavan geliyor. Şu sokağında gezip şu köşesinde üşümüştüm diye kendini avutmaya çalışıyorsun olmuyor. Sonra ancak Behzat Ç. bölümlerinde gördükçe boğazına birşeyler oturuyor, onu da aşıyorsun ertesi gün çöl sıcağını iliklerine kadar hissedince.
Başımız sağolsun...
Noktasına virgülüne dokunmadan pesindeyiz.blogspot.com'dan alıntıladım. fazla diyecek birşey bırakmamış yazar, bana ellerine sağlık demek düşer. Demin inflack "ne yazsam popülist olacak" demiş ama iğneyle çuvaldız saklandıkça gerçekler acıtmayacak. şehitliğin yine hayatta her şeyi az olanlara verildiği bir saldırı daha yaşadık. şehit ailelerine haberlerden gazetelerden internetten baktığımda gördüğüm hiç bir zaman değişmeyen manzara. şehit olanların özelikleri; - paraları azdı; çok olsa o sürgün yerlerinde askerlik yapmazlardı. - "tanıdık"ları azdı yada hiç yoktu; olsaydı bir torpille merkezi bir yerlerde olabilirlerdi. - eğitimleri azdı; hiç olmazsa kıytırık da olsa bir üniversite eğitimine sahip olsalardı muhtemelen kısa dönem askerlik yapacaklarından orada olmazlardı olsalardı da asteğmen olarak bulunurlardı, belki yine ölürlerdi ama arkalarından daha çok ağlanır daha çok gözyaşı dökülürdü "vatanın beyinleri, geleceği öldü" diye. insan üniversite me...
Yorumlar